Çıtırlar

EYLÜL ÇIKMAZI

Kırıldı gün ışığı yan yan gelir oldu eylül zamanlarında.Yazdan kalma sıcaklığından ödün vermese de Antalya günleri biliyorum bunlar son banadura yani  patlıcan sıcakları . Gündüz bunalsam da balkonda bekler oldum akşam meltemlerini. Hasretim nemsizliğe,klimasız nefes almaya azıcık bir esintiye. Bir eylül akşamında balkonda ürperten meltemin kucağında yazıyorum.

Okumaya devam →
Çıtırlar

İKİ PARMAK

_ Ama harcı yatırma mışsınız.

_ Ne harcı?

_ Kimlik değiştirme harcı. Hangi banka uygulaması kullanıyorsunuz?

_ Halkbank varda nasıl kullanılır  ben bilmiyorum, eşim bilir. _ O zaman hemen cadde üzerinde PTT var oradan kimlik değiştirme harcı 130 tl yatırıp gelin. Teyze de bekleme salonunda otursun gelince araya sizi alırım.

Okumaya devam →
Çıtırlar

ZİK ZAK

_ Ulen ben senin ananı….

_ Buğra!

_ Ya hanım görmüyor musun herifcioğlunun yaptığını? Şuna bak,şimdi göreceksin ebesinin

kini

_ Buğra dedim…

_ Ya tamam anladım.Len…

_ Buğra yeter yeteri varsa. Bırak kim ne yaparsa yapsın. Çocukların yanında küfür edip durma.

Okumaya devam →
Çıtırlar

ÇOCUKLAR

Alemdir bizim köy. Elazığ’ın fazla uzağında değil hemen yanı başında. Kıraç arazi,ne hayvancılık,ne el sanatkarlığı ne de ticaret. Karşı köy ile rekabet halinde varsa yoksa okumak. Okumayan pek yok desem yalan olmaz. O avuç içi kadar köyden ne generaller, emniyet müdürleri, hakim avukat, doktor çıkmış söylesem inanmazsınız. Etiket, kariyer de cabası.

Okumaya devam →
Çıtırlar

PAZARCI

Utanıyordum… Karacasu pazarında satmak için getirdiğim bir heybe öteberiyi gelirken yolda  tökezlediğim için ayakkabım  yırtılmış yamalı ucu delik çoraptan çıkan baş parmağım insanları hipnotize edercesine dikkat çekiyordu.Onu saklamak  için kıvırmaktan kanım durmuş,ayaklarım uyuşmuştu.Üstüme üstüme gelen kalabalıktan bir an önce kaçıp yayladaki toprak evime dönmek istiyordum. Fakirdim. Gariptim. Kimsesiz hatta az da akıl yoksunuydum.

Okumaya devam →
Çıtırlar

EŞEK FİRARDA

_ Hasan! Len Hasan!

Patika yolun hemen altındaki hasıllıkta nar kesen Hasan, Keleş Hüseyin dayının kendisine seslenmesi ile çıktığı nar ağacından öndeki dalları aralayarak

_ Buyur Üsen dayı

_ Hasan benim eşek geçti mi burdan?

_Yok dayı eşek meşek görmedim ben. Hayrola? _ Hayır. Hayır diyeceğiz gari nidelim? Dün bizim oğlan İzmir den geldi.O da gelmişken bizde narları keselim deyiverdik. Sabah Ayşe halan erkenden kalktı hamuru yoğurup ekmekleri düşürüp yemekleri yaptı.

Okumaya devam →